CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “İzmirliler net bir şekilde ‘Bizi bu yoksulluğa mahkum eden AKP’ye, Cumhur İttifakı’na oy yok’ diyor. Anneler çocuklarının beslenme çantalarını dolduramıyor, emekliler karınlarını doyuramıyor, torunlarını sevindiremiyor, çalışanlar ayın sonunu getiremiyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaş gırtlağına kadar borca batık durumda” dedi.
CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel, seçim bölgesi İzmir’de yerel seçim için çalışmalarını sürdürüyor. İzmir’in çeşitli ilçelerinde yurttaşlarla bir araya gelen Yücel, AKP iktidarının yanlış ekonomi politikalarıyla halkı yoksullaştırdığını ve bunun üzerinden oy devşirmeye çalıştığını belirtti. Partiden yapılan açıklamaya göre Yücel, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülke böyle bir ekonomik kriz, böylesine bir ekonomik buhran görmedi. Ülkece fakirliği iliklerimize kadar hissediyoruz! Vatandaş sebze meyveyi tek tek alır hale geldi! Ramazan ayındayız ama ne bolluk ne bereket kaldı. Vatandaş istediği gibi bir iftar sofrası kuramıyor, Ramazan pidesi bile alamıyor. Açlık sınırı 15 bin lira, yoksulluk sınırı 53 bin lira. Ama Erdoğan hala utanmadan ‘alternatifiniz benim’ diyebilme yüzsüzlüğünü gösteriyor! Sarayı geçtiğimiz bir ayda 150 bine yakın emeklinin maaşı kadar harcama yaparken Erdoğan çıkıp utanmadan 10 bin liraya mahküm ettiği emekliye ‘kaynak yok’ diyor. Emekliye sabır ve dua ile çıkış yolu gösteren, halka tasarruf edin diyen Erdoğan ve iktidarı ne lüks makam araçlarından ne de sarayın devasa harcamasından vazgeçiyor. Uçan saraya gelince para var, yüzen saraya gelince para var, kışlık saraya gelince para var, milyonluk makam araçlarına para var, beşli çeteye, yandaş müteahhide para var. Emekliye gelince para yok. Madem emekliye para yok, 31 Mart’ta da emekliden AKP’ye ve Cumhur İttifakı adaylarına oy yok.
“EKONOMİK AÇIDAN KAYGILI VE MUTSUZ BİR TOPLUM OLDUK”
Emeklisinden gencine, esnafından işçisine herkes bu zulmü yapanları tanıyor, biliyor! Onları yoksulluğa, sefalete, mutsuzluğa itenlerin ‘alternatifleri’ olmadığını o kadar iyi biliyorlar ki, yaka silkip, kurtarın bu zalim düzenden bizi diyecek kadar! İzmirliler net bir şekilde ‘bizi bu yoksulluğa mahkum eden AKP’ye, Cumhur İttifakı’na oy yok’ diyor. Anneler çocuklarının beslenme çantalarını dolduramıyor, emekliler karınlarını doyuramıyor, torunlarını sevindiremiyor, çalışanlar ayın sonunu getiremiyor. Bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen vatandaşın gırtlağına kadar borca batık durumda. İzmir’de her zaman ziyaret ettiğimiz yerlerde esnafı çok daha zor durumda bulduk, kepenk kapatanlar, siftah yapmadan günü bitirenler… Maalesef iktidarın himayesindeki bir grup azınlık dışında toplumun her kesimi, ekonomik açıdan kuşatma altında. Emeklisinden işçisine, öğrencisinden memuruna ekonomik açıdan kaygılı ve mutsuz bir toplum olduk. Bu iktidarın, halk iradesini yok sayan tutumlarından, vatandaşa kafa tutan, halka had bildiren, demokrasiden bihaber, kendisi zenginlik içinde yaşarken, kürsüden ‘tasarruf’ nutukları atan tavırlarından bıktık.
Biz CHP olarak bugün İzmir’in ve ülkemizin dört bir yanında var gücümüzle çalışıyoruz; yerel yönetimlerdeki gücümüzle AKP iktidarında yoksullaşan vatandaşımıza destek olmak ve onları yoksulluktan kurtarmak için hiç durmadan çabalıyoruz.
Önce yerelde işimizin gücümüzün sosyal belediyecilik, adil paylaşım, ortak akılla yönetim olduğunu; insanlarımızın refahı ve mutluluğu olduğunu gösterecek ardından bu güzellikleri iktidarımızla taçlandıracağız. Gençlerin umutlu, çocukların mutlu, vatandaşlarımızın insan onuruna yaraşır, güvenli kentlerde huzur içinde yaşadığı, gelirin hakça ve adilce paylaşıldığı bir Türkiye için mücadele ediyoruz. Biz kentlerimizi emirlerle, talimatlarla ve dayatmalarla yönetmiyoruz, yönetmeyeceğiz. Kentlerimizi, o kentte yaşayan yurttaşlarımızla birlikte yöneteceğiz. Her yurttaşımızın, belediye hizmetlerinden eşit şekilde yararlanmasını sağlayacağız. Bunun için, 31 Mart yerel seçimlerini önemsiyoruz.”